• İletişim
  • kimdir

  •    
      Kamu İnşaat Sözleşmeleri Mevzuatı - Ali POLAT
      Mimari projenin değiştirilmesi - Hayri BOZGEYİK
     

    Mimari projenin değiştirilmesi, tadilat projesi ve uygulama  

    Doç. Dr. Hayri BOZGEYİK

    Birbirine benzeyen iki kavramın mimari eserlere ilişkin telif hakları konusunda zaman zaman karıştırıldığı görülmektedir. Bunlar “tadilat projesi”, ve “mimari projenin değiştirilmesi” kavramlarıdır. Her iki kavram da aynı kelimelerden oluşmakla birlikte, aralarında önemli bir hukuki anlam farklı bulunmaktadır.

    Sahibinin hususiyetini taşıyan mimari projeler telif hukuku tarafından korunmaktadır (FSEK m.2 b.3). Mimari projelerde hususiyet bilimsel ve teknik nitelikte görülmektedir. Bir mimari proje kural olarak buna dayanarak bir yapı inşa etmek amacıyla çizilmektedir. Bu nedenle mimari projelerin, söz konusu amaçla kullanılabilecek bilimsel ve teknik niteliği haiz, yani mimarlık bilimi ilkelerine uygun olması gerekmektedir.

    Diğer fikir ve sanat eserlerinde olduğu gibi (FSEK m.16), mimari eser sahibi de eserindeki değişiklikleri men etme yetkisine sahiptir. Bu kuralın anlamı ve sonucu gayet açıktır: Müellif, çizdiği proje üzerinde bir değişiklik yapılmasına izin vermediği takdirde, proje üzerinde yapılacak değişiklikler onun eser sahipliğinden doğan manevi hakkını ihlal etmiş olur.

    Tadilat projesi ise, imar mevzuatının gerektirdiği hallerde, yapıda değişiklik yapabilmek için gereken bir ek projedir. Bir çok halde yapılar bir mimari projeye göre inşa edilmekte, ancak gerek ruhsat veya inşa aşamasında, gerekse zamanla ortaya çıkan ihtiyaçlara göre ilk proje veya inşa eidlen yapılarda değişiklik yapılması gerekmektedir. Bu değişikliklerin bir tadilat projesini gerektirdiği hallerde, yapının asıl projesine herhangi bir müdahale olmaksızın, sadece değişiklik yapılacak hususlarla sınırlı kalmak üzere yeni ve kısmi bir proje çizilmektedir. Bu niteliği ile tadilat projesi, asıl proje müellifinin FSEK m.2′de düzenlenen haklarını ihlal niteliği taşımamaktadır (ayrıntılı bilgi için bkz. Hayri Bozgeyik, Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda Mimari Eserlerin Korunması, Ankara 2010, s.205 vd.).

    Günümüzde imar yönetmeliklerinde, telif hukukunun temel kanunu olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı bir şekilde, tadilat projeleri bakımından ilk proje müellifinin onayının alınmasına genel bir kural olarak yer verilmektedir. Bu yolla yapı veya inşaat maliklerinin, başka bir müellife tadilat projesi yaptırabilme seçeneği ortadan kaldırılmakta ve daha ağır şartlarda ilk müellif ile anlaşma yapmak zorunda bırakılmaktadır.

    Yargıtay kararlarına bakıldığında “tadilat projesi”  ve “projenin değiştirilmesi” kavramları arasındaki farkın yeterince vurgulanmadığı görülmektedir. Örneğin, bir kararda “…davalının (iş sahibi) projede her hangi bir değişikliğe gitmediği, mimari yapıdaki değişiklikler ile ilgili tadilat projesi yaptırmamış olduğu, dolayısıyla proje üzerinde doğrudan bir manevi hak ihlali bulunmadığı, mimari yapı üzerindeki değişikliklerin imar mevzuatı karşısında izinsiz olmasının ve para cezası ve önleme yolunun bulunmasının her zaman eser sahibi lehine manevi hak ihlali sonucunu doğuran sebepler olarak kabul edilemeyeceği” ifadeleriyle, davanın reddine ilişkin kararın (Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, 06.04.2004, 2003/75 E, 2004/58 K.) onandığı görülmektedir (Yargıtay 11. HD. 04.04.2005, 2004/6421 E., 2005/3433 K.).

    Karar sonuç bakımından isabetli olmakla birlikte, kanaatimizce gerekçesinde kullanılan ifadeler “tadilat projesi”  ve “projenin değiştirilmesi” kavramlarının karar merci nezdinde henüz yerleşik olmadığı anlaşılmaktadır. Zira gerek ruhsat, gerek inşaat gerekse sonraki aşamalarda olsun, tadilat projesi ilk projeyi değil, yapıyı değiştirmeye yönelik bir çizim niteliğindedir. Bu nedenle bu ek çizimin ilk proje müellifinin eser sahipliğinden kaynaklanan haklarını ne şekilde ihlal ettiğinin açıklanmaması, kararı hukuki gerekçe bakımından zayıflatmış olmaktadır.

    Yakın zamanlara ait bir başka kararın da aynı nitelikte olduğu görülmektedir. Karardan kısa bir bölüme aşağıda yer verilmiştir:

    “Dava, davacı tarafından yapılan mimari projenin eser olduğunun tespiti ile esere yapılan müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Davacı ile davalı yan arasında kampus projesi yapılması için sözleşme yapıldığı ve davacının sözleşme uyarınca projeyi oluşturarak davalıya teslim ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının eser niteliğindeki mimari projesi üzerinde sonradan yapılan   değişikliklerin   eser   sahibinin haklarına tecavüz oluşturup oluşturmadığı ve davacının eseri işleme hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı ve ihbar edilen kurumların, ödenek yetersizliği veya projenin ihtiyaçlara cevap verememesi nedeniyle proje   üzerinde tadilat yaptıkları belirtildiğine göre uyuşmazlığın çözümü için gerçekten böyle bir proje bulunup bulunmadığı araştırılarak projeye ilişkin her türlü çizim ve belgeler ilgili yerlerden getirtilerek aynı veya farklı bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle sonradan yapılan projenin davacıya ait proje üzerinde değişikliğe yol açıp açmadığının ve davacının eserine tecavüzde bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken her iki proje karşılaştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir”. 11. HD.  20.06.2011, E.2009/14659 K.2011/7428 (Ankara Üniversitesi Kampüs Projesi).

    Karardaki yaklaşımın yukarıda değinilen 2005 tarihli karar ile aynı nitelikte olduğu görülmektedir. Her iki karar da sonuç itibariyle isabetli olsa da, gerekçeleri bakımından hatalı olduğu kabul edilmelidir.

    Tadilat projeleri inşaat sektöründe çok kullanılan bir proje türüdür. Girişte belirtildiği üzere gerek ruhsat veya inşa aşamasında, gerekse sonraki safhalarda binada yapılan değişiklilerde imar hukukunun tadilat projesi yapılmasını öngördüğü hallerde zorunlu olarak bu projeler yapılmaktadır. İnşaat şirketleri veya müteahhitler, zaman zaman ilk proje müellifi mimarların tadilat projeleri ile ilgili olarak mübalağalı talepleri ile karşılaşmakta, imar mevzuatındaki izin mekanizması nedeniyle bunu bir üçüncü kişiye yaptırma seçeneğinden de yoksun bırakılmaktadır. Tadilat projelesi ihtiyacı bizzat ilk proje müellifinin neden olduğu bazı hatalardan kaynaklansa bile sonuç değişmemektedir. Konu ile ilgili olarak yargıya çok sayıda uyuşmazlığın intikal etmemiş olmasının önemli bir sebebi, konunun imar mevzuatı ve idare hukuku boyutunun da bulunmasıdır.

    Bir mimari projeye göre inşa edilen herhangi bir yapıda inşa sırasında veya sonrasında yapılan değişiklikler için çizilen tadilat projeleri, ilk müellifinin proje eser sahipliğinden kaynaklanan haklarını ihlal etmemektedir. Bizzat proje üzerinde yapılan değişiklikler ile, yapının estetik değer taşıması halinde yapılacak tadilat ve bunların dayandığı projeler ise bundan farklı bir konudur. Son olarak, ilk proje müellifinin tadilat projesinin bir üçüncü kişi müellif tarafından yapılmasına izin vermemesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği hallerde izin yerine geçmek üzere bir mahkeme kararı alınabileceği belirtilmelidir.

     
       
     
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol